Bilemiyorum sizlerde olur mu, bazen -Allah göstermesin- herhangi bir duyu organımı kaybetsem neler hissederim, onu düşünürüm.
Duymasam mesela... Karşımdaki insanın "günaydın" dediğini nasıl anlarım?
Gülümsemesinden mi?
Yoksa dudaklarını okuyarak mı?
Ve bunu deneyimlemeye çalışırım bazen.
Televizyonun sesini tamamen kapatıp, söylenenleri anlamaya çabalarım.
Başlangıçta pek anlayamam, bazı kelimeleri seçebilirim ancak. Yada vücut ve yüz hareketlerinden haleti ruhiyelerini çözümlemeye çalışırım: neşeli, kızgın, meraklı gibi...
Tümünü anlamak elbette zordur, çaba sarf etmek, belki de eğitim almak gerekir.
Bazen göremediğimi hayal ederim.
Gözlerimi kapar, el yordamıyla neyin ne olduğunu bulmaya çalışırım.
Bunu öğrenciyken yapmaya alıştım aslında.
O dönemler walkmanler modaydı, bilirsiniz.
Kocaman tuşları yoktu ama benimkinin, dönemine göre fena olmayan bir modeldi, üzerinde 5-6 tane küçük, yuvarlak tuş vardı ve en üstünde de koyu gri renkli bir kılıfı bulunuyordu.
Geceleri çoğu kez yatağın içinde ya radyo yada kaset dinlerdim.
Tabi zaman zaman frenkans değiştirmek yada kasetin diğer yüzünü çevirmek isterdim, bunun için de tuşların yerini bilmek gerekirdi.
Zifiri karanlık odada bunu ancak el yordamıyla yapma şansım vardı.
Artık görmeden hangi tuşun ne işe yarayacağını dokunarak biliyor ve işimi rahatça hallediyordum.
Sonra görmeden, elle dokunarak bulma yöntemini cep telefonumun pin kodunu girmek için uyguladım zaman zaman.
Tabi o zaman telefonum tuşluydu, dokunmaktik değildi (sonuçta pin'i tutturmak için 3 kez deneme şansım var;)
Şu an -sonsuz şükürler olsun- tüm uzuvlarımı kullanabiliyorum.Görüyorum, duyuyorum, yürüyorum, hissediyorum.
Ama bunları yapamayan kardeşlerimiz var.
Elbette hepimiz sahip olduklarımız için şükrediyoruzdur zaman zaman.
Ama ben sadece "şükürler olsun" deyip bir kenarda durmanın yeterli olmadığını hissediyorum.
Nasıl ki dinimizde ve kültürümüzde sahip olduğumuz imkanları (zekat vermek yada paylaşmak gibi) seçeneklerle diğer kardeşlerimizle bölüşüyorsak, bence uzuvlarımızın da zekatını, bize sunduğu imkanlarla birlikte, ihtiyacı olan kardeşlerimizle paylaşmalıyız.
Ben "uzuvlarımızın zekatı" olarak adlandırıyorum, dilerseniz "sosyal sorumluluk" diyin yahut da farklı bir şekilde tanımlayın, hiç problem değil.
Amaç ve araç aynı, sadece isimlendirme farklı.
2-2.5 sene kadar evvel yukarıda anlattığım hususları düşünürken, bir gün Eyüp'te Haliç kenarından geçerken İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait Görme Engelliler Kütüphanesi'nin binasını gördüm. Hemen internetten araştırdım, telefon ile görüştüm. Gönüllü olarak kitap seslendirebileceğimi öğrendim ve çok mutlu oldum.
Bir gün iş çıkışı iş arkadaşımla (ki sonradan eşim olmuştur kendileri;) bu kütüphaneye gidip yetkililerle görüştük.
Bizi karşılayan bey de (ismini maalesef anımsayamıyorum) kısmen görme engelliydi. Bizi güzel bir şekilde karşıladı. Kütüphaneyi kullanan kardeşlerimiz tarafından sesli kitap haline getirilmesi istenen kitapların olduğu bir kitaplığa götürdü bizi ve istediğimizi seçebileceğimizi söyledi. Kitaplıkta konu anlatımlı ders kitapları, hikaye ve romanlar, şiir ve test kitapları vardı. Başlangıç için kısa bir şey seçmek daha iyiymiş. Çünkü bazı okuyucular yarıda bırakmak durumunda kalıyormuş. Yarıda kalan bir kitabın başka bir gönüllü tarafından seslendirilmesi, dinleyici kardeşimiz için adapte sorununa yol açabiliyormuş, çünkü alıştığı bir tonlama ve ses karakteri oluyor neticede... Biz de bu uyarıları dikkate alıp kitaplarımızı seçtik.
Okuma ve kayıt işlemini kendimiz yapıyorduk. Sese karşı yalıtılmış küçük bölmelerin bulunduğu bir alanda kulaklıkları takıp, kitaba dair tüm bilgileri (yazar, yayın evi, yıl, bölüm ismi,bölüm sonu, vb.) seslendirerek kaydediyorduk.
İçimde hala kanayan bir yaradır, istemeden de olsa kitaplarımızı yarım bırakmak durumunda kaldık maalesef (İş yerinden geç çıkmak durumunda kalmamız, işlerin aşırı yoğun olması, bu arada evlilik hazırlıklarına başlamak gibi).
Ama ahdım var, nasip olursa en azından tek bir kitap olsa dahi seslendirmeyi tamamlayacağım.
Başladığım içi yarım bırakmayı sevmem. Araştırıp karıştırdım ve İstanbul genelinde görme engelli kardeşlerimiz için kitap seslendirebileceğimiz adresleri ve iletişim bilgilerini -bulabildiğim kadarı ile- toparladım.
Şayet benim yazmadığım fakat sizlerin bildiği farklı yerler varsa muhakkak belirtin lütfen, bir teşekkür eşliğinde hemen aşağıya eklerim.
http://www.altinoktaistanbul.org/tr/
Adres: İzzet Paşa Mah. Vefa Poyraz Cad. No: 6 Şişli
Tel: 0212 291 91 71 (Dahili: 111, 116, 117)
Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM)
Adres: Kuzey Kampüs Kuzey Park Binası Kat: 1 34342 Bebek
Tel: 0212 359 76 59/0212 359 75 38
İstanbul Üniversitesi Engelsiz Bilgi Merkezi:
Adres: İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı 34452 Beyazıt
Tel: 0212 455 57 83
iuengelsiz@gmail.com adresinden ivedi dönüş alınabiliyor.
İstanbul Üniversites'nin hizmeti bilgisi, "Yorumlar" kısımında Adsız olarak ismi geçen bir arkadaşımızın paylaşımıdır. Desteği için teşekkür ederim.
İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Görme Engelliler Bölümü
(Sitede bilgi yok ama telefon ile bilgi vereceklerdir)
Adres: Tuğran Emeksiz Sok. No: 2/4 Beyazıt
Tel: 0212 522 31 67
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphanesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü Sesli Kütüphanesi
Adres: Sultan Reşat Cad. Boyacı Sok. No: 6 Eyüp (Eyüp İskelesi karşısında, teleferiğe çok yakın)
Tel: 0212 417 25 46
Kadıköy Belediyesi Görme Engelliler Sesli Kütüphanesi
Adres: Koşuyolu Cad. Mahmut Yesari Sok. No: 84 Koşuyolu/Kadıköy
Tel: 0216 348 42 54
Yazdıklarından hisli ve samimi biri olduğu kanaatinde sahip olduğum sevgili MİNEL SE'nin yorumunu eklemek istiyorum. Çok yerinde bir talebi var.
"... Uzun zamandır yapmak istediğim bir şey bu benim. Ama sadece avrupa yakasında bir yerde yapılıyor biliyordum. Hemen aradım Kadıköy telefonunu. Telefona çıkan kişi hafta içi saat 9 ile 4 arası seslendirme yapılabildiğini söyledi. Şimdilik hafta sonu yok ama talep artarsa 2015 te açılabilir müjdesi verdi. Buradan gönüllü olarak seslendirme yapmak isteyenlere çağrı yapmak istiyorum ben de. Lütfen hafta sonu seslendirme yapabilmek için müracatta bulunmaktan çekinmeyin. Bu sayede hafta sonu seslendirme yapma imkanı bulacağım ben de..."
Hayat, insanlar uyum içinde olunca güzel.
Sosyal projelerde yer almak hem bizleri daha mutlu kılıyor hem de bir takım ihtiyaçların giderilmesine vesile oluyor.
Destekçi olabilmek temennisi ile...