Bebekten önce de hayatımda mümkün olduğunca doğal şeyler yemeye-içmeye ve kullanmaya dikkat ediyor, blogda da paylaşmaya çalışıyordum. Bu kez bebek bakımında kimini okuyarak, kimini aile büyüklerinden, kimini de internetten edinerek uyguladığım yöntemleri paylaşmak istedim. Amacım kesinlikle çok organiğim, harika anneyim iması falan değil. Yazacaklarımın belki tamamını belki de bir kısmını biliyorsunuzdur. Bununla birlikte artık pek çok anne kimyasal ve işlenmiş üründen usanıp, doğal (yada mevcut şartlarda doğala en yakın) yöntemlere başvurmaya çalışıyor. Olur da ufak bir faydasını gören bir anne-bebek olursa ne mutlu bana.
Bebek Banyosu: Oğlumun ilk banyosundan beri zeytinyağlı sabun kullanıyorum. Zeytinyağlı sabunun doğalını ve iyisini bulmak önemli. Merdivenaltı üretimde imal edilen, gıda sektöründe kullanılıp defalarca yanan, içinde zibilyon tane kanserojen madde barındıran ve geri dönüşüm mantığıyla satılıp, sabun haline getirilen türlerden uzak durmak lazım. Güvenilir ve bilinir markaları tercih etmek gerek. Bizim sabunumuz memleketten geldiği için bu noktada şanslıyız.
Bebek banyosunda -bilhassa yaz aylarında- ablamın önerisi ile katran sabunu da kullandım. Kullandığım sabun Süleyman Demirel Üniversitesi Teknokent'inde geliştirilen bir ürün. Banyo tamamlandıktan sonra, katran sabununu köpük halinde bebeğin cildine sürdüğünüzde, yazın olmazsa olmazı sivrisineklere karşı da belirli oranda koruma sağlanabiliyor. Bu linke tıklayarak cilt için faydalı değişik türdeki (safranlı, güllü, pirinçli, keçi sütlü) pek çok doğal sabunu inceleyebilirsiniz. Safranlı harika kokuyor, kullanmaya kıyamadım:) Keçi sütlü olanı da eşim tıraş kremi yerine kullanıyor. Suyla köpürtüp yüzüne sürüyor. Mis! :)
Bebeğimin ayakları üşümesin diye ayağına iki çorap giydiriyorum. Bazen ev patiğini de giyiyor tabi. Haliyle ayaklar terliyor ve kokuş kokuş oluyor;) Kokuyu azaltmak için uyguladığımız yöntem; bebek banyo yaptıktan veya ayaklarını yıkadıktan sonra, çok ıslak olmadan, hafif nemli olan ayak parmaklarının arasına besin türü (içilebilir yani) karbonat sürmek. Ciddi anlamda faydasını gördüğümü söylemeliyim;)
Popo Pişikleri: Eve hiç pişik kremi almadık desem? Tamamen anneanne yöntemi kullandık bu konuda: saf zeytinyağında bekletilmiş kantaron otundan meydana gelen kantaron yağı. (Kantaron yağından emziren annenin korkulu rüyası: göğüs ucu çatlakları yazımda da bahsetmiştim). Bebeğin altını pamuk ve saf sudan teşekkül Uni Baby ıslak mendille siliyorum. Bir miktar tuvalet kağıdı ile cildindeki nemi alıyorum. Sonrasında kantaron yağını yüz temizleme pamuğuna döküyorum. Pişik oluşması muhtemel yerlere sürüyorum. Ben sağ, bebeğim selamet. Şunu hatırlatmak isterim; aktarlarda satılan, küçücük şişelerdeki kantaron yağı değil kastettiğim. Köy pazarlarından yada internette doğal ürün satan şişelerden almanızı öneririm. Ama şu da bir gerçek, beyaz tenli, sarışın bebeklerin ciltleri daha hassas oldukları için pişik olma olasılığı biraz daha yüksek olabiliyor... (Yazının bu bölümünü sevgili kızlıerkeklikedili arkadaşımıza ithaf etmek isterim:)
Gaz Sancısı: Bizim oğlan 1 yaşını doldurmasına rağmen halen çoook gazlı. Geceleri gaz sancısıyla uyanıyor maalesef:( Annede olan gaz emzirme ile bebeğe de geçeceği için, gaz yapması muhtemel gıdalar tükettiğim zaman 1 çay kaşığı kimyonu su ile içiyorum. Bebeğime de bitkisel bir şurup olan Nurse Harvey's içiriyorum. Ama kötü bir haber, Nurse Harvey'sin içeriği ve ismi değişmiş, piyasada artık Nurse Harvey's Colex ismi ile satılıyor. Şurup içeriğine bir sürü şey eklenmiş. Yani artık tamamen bitkisel değil ne yazık ki... Nurse Harvey's isimlisi eczanelerde son parti olarak bulunabilirse ne alâ, zira son parti ürünlerin son kullanım tarihi 2017 Mart'ta bitiyor.
Üşütmeye Bağlı Karın Ağrısı: Ocakta ısıtılan zeytinyağı bebeği yakmayacak şekilde soğutulduktan sonra bebeğin ayak tabanları ve karnı zeytinyağı ile güzelce ovalanınca bebiko rahatlıyor. Bu yöntem özellikle ilk ay epeyce işimize yaradı. Bebeğin gazını da çıkarabilirsek, bizden mutlusu olmuyordu (en azından kısa bir süreliğine...:)
Burun Tıkanıklığı: Burun tıkanıklığını -tecrübe ettiğim kadarıyla- ikiye ayırmak gerek. Birincisi; nezle-grip sebebi ile tıkanan burun, ikincisi; kuru hava nedeni ile tıkanan burun. İlk gruptaki akıntı için yapabildiğim pek bir şey yok açıkçası, tamamen özgür bırakıyorum:) İkinci gruptaki tıkanıklık için tuzlu-su karışımını kullanıyoruz. Tuzdan kastım kaya tuzu tabi. 1 çay bardağı kaynatılıp soğutulan suya 1 çay kaşığı kaya tuzu koyup karıştırıyoruz. İğnesiz şırınga ucu ile bebeğin burnuna -huysuzlanan bebeğin ağlama ve çığrınmalarıyla- sıkıyoruz. Bu yöntem epeyce bilinen bir yöntem aslında. Eczanelerdeki deniz suyuna veya küçük solüsyonlara doğal bir alternatif. Havanın kuruluğundan ötürü tıkanan burun sorununa çözüm için aslında temelde ortamı nemlendirmek gerekiyor. Bunun için de kaloriferlerin üzerine ıslak havlu koyuyoruz. Kaloriferlere takılabilen su hazneleri de var bildiğiniz gibi. Ama bebiko suyu üzerine boca edeceğinden bu yöntem çok uygulanası değil:) Burnu nemlendirmek önemli, çünkü doğal olarak nemlenmeyen burun, sürekli akıntı üretmeye devam ediyormuş. Bizler ebeveyn olarak vah çocuğun burnu tıkalı, sürekli akıyor diyerek tuzlu-su karışımını bebeğe zerk ettikçe, akıntı artarak gelmeye devam ediyor. Bu sebeple önce ortamı nemlendirmek gerekiyor. Bebek uyurken odasına okaliptüs yağı damlatılan bir pamuk kaymak da işe yarıyormuş. Denedim ben de. Ama aldığım olumlu netice diğer uygulamaların sonucu mu yoksa okaliptüs yağının da etkisi var mı kesin bir şey diyemeyeceğim.
Bebekte iltihap sebebi ile hırıltı, balgam oluştuğu zaman, yine aktarlardan temin edilebilecek olan günlük bitkisini tavada yanmaya yakın bir şekle gelinceye kadar ısıtıyoruz. Bu sırada bir buhar çıkıyor bitkiden, kokusundan hissediliyor zaten. Elimiz büyüklüğünde bir pamuğu buhara 10-15 cm'ye yakın biçimde tutuyoruz ki buhar pamuğun yüzeyinde kalsın. Pamuk bebeğin cildini yakmayacak ama çok da soğumayacak bir ısıya geldiğinde, pamuğu -bu nokta önemli- ya bebeğin göğsüne yada sırtına koyuyoruz (neden olduğunu bilmiyorum ama annem hep tek taraf koyar pamuğu). İltihap bebeğin kakası ile yada burnundan -e biraz da genzinden- akıyor. Günlük bitkisi damla sakızına benzer bir görünüme sahip, beyazla şeffaf renk arasında, küçük taneli, hoş kokulu bir şey. Yetişkinler çiğneyerek yuttuğunda da aynı etkiyi gösteriyor fakat el kadar bebeğe çiğnetemeyeceğimiz için buharından faydalanıyoruz.
Aslında bu konularla ilgili bebeğim doğmadan önce aldığım ve göz attığım kadarı ile de oldukça memnun kaldığım bir kitap var; Doğal Yöntemlerle Bebek ve Çocuk Bakımı Ansiklopedisi.
İlk etapta aklıma gelen uygulamalar bunlar. Şiddetle öneri aradığım bir durum var ki o da yemek sonrası bebeğimin ağzını ıslak mendille silme yöntemine bir alternatif. Islak mendil kolayına geliyor insanın ama gönlüm hiç rahat değil:( Sabunlu bez hazırlamak meşakkatli geliyor, ne yalan söyleyeyim şimdi... Farklı konularla ilgili önerilerinizi de okumaktan büyük mutluluk duyarım;)
İnstagram'da birdunyafikir hesabından takip edebilirsiniz;)