Bir süre önce yazmıştım, belki hatırlayan arkadaşlarım vardır. Nasip olursa bebek bekliyoruz:)
Bu süreçte bildiğiniz üzere çeşitli kontroller, tetkik ve tahliller yapılması gerekiyor.
Bunlardan biri -ve sanırım Canan Karatay Hoca'nın ezber bozan yorumu sebebi ile- en çok tartışılanı da "gebelik şeker yükleme testi".
Konuyu öncelerden takip ettiğim kadarı ile (o zaman bebek yoktu gündemimde) kendimce verdiğim karar, bu testi uygulamamak yönündeydi.
Fakat zaman gelip, detaylı ultrasona girdiğimde işler biraz değişti.
Ultrason sonucuna göre bebeğin her şeyi çok şükür ki normaldi.
Fakat amniyon sıvım fazla çıktı. Doktor da şekerli gıdalardan uzak durmamı ve şeker yüklemesi yapılması gerektiğini söyledi (ultrason raporumda da şeker yükleme testi tavsiye ediliyordu).
Aslında önceki aylarda doktoruma bu test hakkında ne düşündüğünü sorduğumda çok kesin bir ifadeyle uygulanmasında sakınca olmadığını, bir diş baklava ile aynı miktarda şekere maruz kalacağımı belirtti. Konuyla ilgili de bilgilendirici bir yazının çıktısını verdi.
Hal böyleyken, doktorun görüşü ve rapor sonucuma rağmen- testi yaptırmayacağım demek çok da akıllıca görünmüyordu.
Bir saatlik şeker yükleme testi
Doktorumuzla anlaştığımız günde test için hastaneye gittik. Dikkat edilmesi gereken husus, bir gece önce saat 12:00'den sonra bir şey yiyip içmemek. Çünkü ilk olarak açlık kan şekeri ölçülüyor.
Akabinde limonata benzeri (100 mg) bir sıvı içiliyor ve bir saat sonra yeniden kan şekeriniz ölçülüyor. Yine dikkat edilecek bir husus, bu zaman aralığında yorucu fiziksel aktivitelerden uzak durmak gerekiyor. Zamanımı değerlendireyim de günlük yürüyüşümü yapayım dememek lazım yani. Çünkü çok enerji harcanırsa, gerçek değerlerinizin ölçülmesi güçleşiyor ve normalden yüksek bir seviye ölçülebiliyor. İki tahlilin sonucunu almak için de yaklaşık 40 dakika kadar bekleniyor.
Ben de bu 40 dakikayı merak içinde bekledim, çünkü içimden bir ses değerimin yüksek çıkacağını söylüyordu. Bayram, izin, tatil derken yemek düzenim değişti, karbonhidratlı ve şekerli gıda tüketimim arttı.
Sonucum çıktı, merakla sayfayı inceledim. Ve maalesef haklı çıktım, 1 saatlik bekleme sonucu ölçülen değerim normal sınırlardaki değere göre biraz yüksekti. Doktorum sonucu inceleyince, bir hafta şekerli gıdalardan, kavun karpuz gibi şeker seviyesi yüksek meyvelerden, pilav, makarna ve beyaz unla yapılan ekmekten uzak durarak kendi çapımda bir diyet yapmam gerektiğini söyledi. Test, bir hafta sonra daha yüksek oranda şeker yüklemesi (200 mg) ve 3 saatlik bekleme süresi ve 4 kan tahlili ile yinelenecekti.
Açıkçası biraz canım sıkıldı. Durumum tam anlamıyla yağmurdan kaçarken doluya tutulmak olmuştu. Hiç yaptırmayayım diye düşündüğüm testin ikinci seviyesine de maruz kalacaktım. Kendimi toparladım, yediğime içtiğime epeyce dikkat ettim ama oldukça da zorlandım.
Diyabet hastalarının işi ne kadar zormuş
Beslenme şeklimi biraz diyabetlilere benzettiğimi söyleyebilirim o bir haftalık süreçte. Çevremde diyabet rahatsızlığı olan kişiler var. Yemek konusunda sıkıntı çektiklerini biliyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum. Evde duran biri olsam bu kadar sıkıntı çekmezdim sanıyorum. Ama şu an işe devam ediyorum. Öğle vakitlerine doğru yemek listesine bakınca çoğu kez hayal kırıklığı yaşadım. Aynı öğünde tatlı, pilav/makarna türünde gıda maddeleri sıklıkla çıkıyor. Gittiğimiz alışveriş merkezinde yemek yiyecek yer bulamadım desem abartmış olmam (ev yemekleri yapan bir dükkanın olmaması da bunda etkili oldu). Bulduğum en sağlıklı gıda kebap oldu Allah sizi inandırsın! Pide yiyeyim desem hep beyaz undan üretiliyor. Karbonhidrat, şeker, katkı maddeli gıda maddesi gırla gidiyor. İçecekler deseniz zaten öyle. Kendi ellerimizle yavaş yavaş zehirlenmekten başka yaptığımız bir şey yok.
O bir haftada şunu farkettim ki canım şekerli bir şey istediğinde meyve yediği an, şeker ihtiyacını gerçekten karşılayabiliyor insan. Çoğu kişinin acıktığı anda aklına ilk gelen gıda maddeleri olan çikolata, hamur işi, tatlılar, vb. gıda maddesini tüketme isteği, bünyemize zamanla alıştırdığımız bir durum bence.
Süt, meyve ve kepekli/tam buğday unla üretilen yiyecekler neden yaygın değil?
O bir hafta içerisinde ekmeğimi yanımda taşıdım resmen. Her fırında kepekli/tam buğday ekmeği bulamadım. Marketteki katkılı ekmekleri yemek istemedim.
Günlük alışkanlığım olan bir çay bardağı Nescafe'nin yerine koyabileceğim bir bardak sütü herhangi bir restorantta bulamadım. İşe süt getirdim (bu zaten ara sıra yaptığım bir şeydi ama farklı ortamlardaki arayışlarım ne yazık ki boşa çıktı).
Meyve ile yapılan ve oldukça yaygın olan bir yiyecek var; waffle. Onun da üzerinde dökülen soslar yada meyvelerin vıcık vıcık şekerli hali -şahsen- bana çok yapay geliyor.
Talep etmiyoruz ki böyle
Velhasılı kelam, bazen yemek yememek daha mı iyi acaba diye düşünmüyor değilim:) Şaka bir yana, işimiz gerçekten zor.
Peki testin sonucu ne oldu?
3 saatlik şeker yükleme testinin sonucu şükür ki normal çıktı. Doktorum diyete gerek olmadığını ama belirtmiş olduğu besinleri tüketme konusunda dikkat etmem gerektiğini söyledi.
Durum böyle işte.
Karatay Hoca'nın haklı olduğu bir nokta var; şayet ben doktorun önerdiği gibi bir beslenme şeklini benimsemiş olsaydım (ki yediklerini abartan biri değilim, dikkat etmeye çalışırım ama zaaflarım var elbette) böyle bir teste tabi olmak zorunda kalmayacaktım.
Ne diyor Karatay Hoca; şeker, un yemeyin. E doğru, buna kim ne diyebilir ki?
Aslında Hoca'nın tembihlediğini, analiz sonucu ile görmek için yaptırıyoruz bu testi.
Duam o ki, inşallah bebeklere zararı olmuyordur.
İnternette çok abartılı yorumlar var; şekerli sıvıyı içince başım döndü, gözüm karardı, bebeğim bir kaç gün hareket etmedi, vs. gibi.
Bünyeye göre farklılık gösterebilir elbette durum. Ama gözünü korkutmamalı insan.
Allah'a sığındım, duamı ettim, diktim ve içtim.
Tadını pek sevmedim açıkçası o sıvının, ama içmek durumundaydım ve katlandım.
Belki şekeri çok seven biri için gayet de lezzetliydi, bir şey diyemem.
Sen iki canlısın... Ye!
Toplumsal yanlışlarımızdan biri daha. Hamilelerin iki canlı olduğu doğru. Ama bu durum her şeyi iki kat yiyebilirsin özgürlüğünü vermiyor insana. Yedirilmeye çalışılan şey de genellikle -yeme kültürümüzden gelen bir alışkanlıkla- karbonhidratlı gıdalar. Yazıktır, günahtır. Gerçi kimse art niyetle yapmıyor, ama işte... Hamilenin önündeki tabağa keki, poğaçayı "iki canlı" diye ikişer tane koyup, kadıncağızın canını çektireceğimize, gün içinde iki bardak süt/ayran/su yada meyve ikram edelim de o minicik canı da annesini korumuş olalım.
Fotoğraflar internetten alıntıdır.