Bulaşık makinelerinde kullandığımız tablet yada sıvı deterjanların sağlık açısından ne kadar faydalı (!) olduğu malumunuz...
Pek çok bayan bu ürünlere mahkum olmaktan sıkılıp, alternatif bir ürün bulma çabasında.
Bir dönem epeyce araştırmıştım ve en sık rastladığım doğal bulaşık makinesi deterjanı için çözüm yöntemi; tablet gözüne limon tuzu, parlatıcı gözüne de elma sirkesi koyulmasıydı.
Ben de denedim bir kaç sefer.
Sonuç; bulaşıkların kirlerini mümkün olduğunca kurumadan güzelce durulayıp, makineye o şekilde yerleştirmeme rağmen, bilhassa çelik ürünlerin ve cam parçaların bulanık çıkması şeklinde oldu.
Diğer kullanıcıların yorumlarını okurken de bu sıkıntıyla pek çok kişinin karşılaştığını görmüştüm.
Durum biraz da makinenin performansıyla alakalı zannediyorum ki...
Sonuç böyle olunca kursağımda kalan hevesimle yaşamaya devam ettim:(
Önceden de bahsetmiştim, severek alışveriş yaptığım bir site var: tamtabi.com.
Tablet bulaşık tuzu satıldığını görünce, kursağımda kalan hevesler kendini hatırlattı yeniden:)
Bir de bunu deneyelim bakalım diyerek satın aldım bir paket.
Bulaşık Tuz Tabletini Nasıl Kullandım?
1. Bulaşıklar kurumadan güzelce duruladım, kirleri attım.
2. Yukarıda aktardığım gibi, tablet gözüne tuz tabletini, parlatıcı gözüne elma sirkesini koydum. Çatal-kaşık yerleştirilen bölüme sıkmaktan suyu bitmiş limonu yerleştirdim.
3. Bismillah diyerek makineyi çalıştırdım.
Peki Netice?
Sanırım şunu kabul etmemiz gerekiyor ki hiç bir doğal malzeme, kimyasal temizleyicilerden alıştığımız pırıldama, ışıldama ve pampak olma "görüntüsünü" elde etmemizi sağlamıyor.
Ama limon tuzuna oranla, tuz tabletinden daha memnun kaldığımı söylemem gerek.
Bulanık çıkan eşya sayısı çok daha azdı. Ha yine elimde yıkadığım bir kaç şey oldu mu? Oldu.
Ama derseniz "temiz olmasına rağmen sadece görüntüsü biraz bulanıksa benim için sorun yok" o başka, kullanılabilir tabi.
Kimyasal İçeren Deterjanlar.. Ve Deniz Canlıları... Ne Alaka?
Kimyasal içerikli deterjanların canlılar için zararları nelerdir diye sorulacak olsa, bu sorunun iki cevabından birini hemen hemen herkes biliyor: deterjan artıkları o kadarcık suyla çıkmıyor ve vücudumuza giriş yapıyor.
Bir de ikinci nedeni var, o da biraz dolaylı yoldan olsa da ucu bize dokunan bir problem. Kimyasal deterjanların pek çoğunda fosfat bulunuyor. Bulaşık yıkanan su, kanallar sistemiyle arıtma tesislerine gitse de ileri bir arıtma teknolojisi kullanılmıyor ise (ki Türkiye'de bu teknolojiye sahip atık su arıtma tesisi sayısı çok sınırlı) fosfat doğrudan atık suyun deşarj edildiği (döküldüğü) su ortamına (deniz, nehir her ne ise) karışıyor. Fosfat, karıştığı su ortamında bazı deniz canlıları için besin değeri kazanıyor ve bu canlıların doğal seyrinden çok daha fazla sayıya ulaşmasına neden oluyor. Böyle bir dengesizlik de pek tabi diğer canlıların olumsuz yönde etkilenmesine sebebiyet veriyor. İşin kötü yanı, pek çok temizlik ürününde fosfat bulunuyor. Fosfatla beslenen deniz canlılarını bilmeden tükettiğimiz söylememe de gerek yok sanırım...
İllustrasyon: Genevieve Young
Ne Yapsak?
Bu durumda şöyle düşünüyorum; bardağımda yada kaşığımda bir kaç tane leke olacak diye, bilmediğim yerlerdeki deniz canlılarına zarar vermeye içim pek el vermiyor. Bu sebeple önümüzdeki süreçte mümkün olduğunca tuz tableti-elma sirkesi ve limon üçlüsüyle yoluma devam etmeyi planlıyorum. Umarım lekeler beni yıldırmaz:) Karar da sizlere kalmış, benden bir arkadaş tavsiyesi:)
11 yorum:
Aynen katılıyorum. Tüm anlattıklarını bire bir yaşadım. Çok araştırdım, bazı yöntemler denedim. Bulaşıkları iyice arındırıp yerleştirme zaten titizlikle uyguladığım bir şey. Yine de kimyasallar gibi pür-pak olmasa da tercihim doğayı korumadan yana. Sevgimle..
Paylaşım için çok teşekkürler.Arıtma hakkında çok doğru söylüyorsunuz.Hatta son kullanma tarihi geçen ilaçlarda da benzer durum söz konusu :((
Bu arıtmalar için imza toplamalı. İlla o balıklardan biz de tüketiyoruz. :((
maşallah sana ya.
ben de annemi ikna etmeye calışayım..
Merhaba,
Blog keşif etkinliğinden geldim :) Blogumun içeriği sahne aldığım mekanlarda bir DJ'in gözünden kamerasına takılanlar ve olası başımdan geçen durumları yorumluyorum.
Blog Adı: DJ Serhat Serdaroglu / Düğün DJ Hizmeti / Organizasyon
http://dugundjhizmetiorganizasyon.blogspot.com.tr/
Bloguma beklerim :)
güzel bir yazı olmuş,teşekkürler.çevre duyarlılığınız için de teşekkürler.. ben de limontuzu ve sirke denedim,hala sirkeyi kullanıyorum bulaşık ve çamaşır makinesinde.sabun cevizi diye doğal bir ürün var henüz denemeye fırsat bulamadım ama ilk fırsatta onu alacağım,umarım sonuç memnun eder..
sevgiler..
alla alla ya çok ilginç. deterjanımızı da kendimiz yapcaz artık he :) amerikada her şeyi evde kendileri yapıyolarmış evet ya insanlar :)
Sayende çok faydalı bilgiler edindim canım :)) Bilgilendirme için çok sağol :)
Begonvilli Ev; sevgiler bizden;)
Gamze; çok doğru. Tarihi geçen ilaçlarla ilgili de bir yazım vardı "doğal şeyler" başlığı altındaki bir yazımda;)
bahçe perim; gönül ister ki talebi karşılayacak ölçüde ileri arıtma uygulanabilsin, haklısınız.
Syhn; bir yerlerden başlamak lazım;)
Billur; ben teşekkür ederim ilginiz için. Sabun cevizini çamaşır makinesinde denedim ama beyazlarda memnun kalmadım açıkçası. Grimsi bir hal aldılar maalesef. El yada bulaşık yıkamada kullanmak için kaynatıp köpüklü su elde etmem lazım ama henüz yapamadım, yapınca paylaşırım inşallah.
deeptone; eskiden de öyleymiş ya, çoğu şey evde yapılır, her şey bir şeye dönüşürmüş. Ne zaman kimya bu kadar pakete girdi, ortalık karıştı:(
Büşra; zaman ayırdığın için mutlu oldum;)
Güzel bilgiler için teşekkürler. Herkesin sizin gibi duyarlı olması dileğiyle.
Semire Gündüz; ben teşekkür ederim, sağolun.
Yorum Gönder