Aslında başlığı yazarken biraz düşündüm doğru bir tanımlama yaptım mı acaba diye. Şekersiz kelimesinden kastım, klasik anlamda bildiğimiz şekeri kullanmamış olmam. Yoksa kekin tadı şekersiz değil. Şöyle ki; Canan Karatay'ın "şeker en tatlı zehirdir" cümlesini duyduğumdan beri şekerli gıdalarla arama mesafe koymaya çabalıyorum. Çabalıyorum diyorum, çünkü aslında tatlıyı seviyorum. Şekerden kaçınmamın bir diğer faktörü de bebeğime 1 yaşına kadar tatlı gıda maddelerinden mümkün olduğunca yedirmeme çabamdı. Gerçi mahalle baskısıyla, yediğimiz tatlı şeylerden az biraz yavrucağıza da tattırmak durumunda kaldım (Evet, resmen yediğimiz lokmayı sayıyordu kerata. Lokmayı tabaktan alıp ağzımıza atıncaya kadar öyle bir takipliyordu ki göz hakkıdır diyerek azıcık tadına baktırmam yönünde zorlanıyordum:)
Laf nereden nereye geldi:) Bebikocuk 1 yaşını doldurduğu için -yine kısıtlı miktarda olsa da- tatlı bir şeyler yedirmeye başladım. Dedim ki çocukcağıza ev keki yapayım. Şeker yerine de pekmez kullanayım. Ana fikir güzel tabi, şeker yerine pekmez. Kullandım da. Tadı gayet güzel oldu. Lakin bu pekmez de yüksek sıcaklıkla temas edince HMF adı verilen kansorejon bir madde üretiyormuş (yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi bir şey mi oluyor şimdi bu?) Fakat andız ve keçiboynuzu pekmezleri yahut soğusıkım pekmez kullanıldığında bu tehlike ortadan kalkıyormuş. Esasında keki bir kaç kez pişirip yedikten sonra detaylı araştırma yaptım pekmez ile ilgili. Ve kullandığım da üzüm pekmeziydi. Ama zararın neresinden dönersek kâr tabi. Tesellimiz bu. Bundan sonra söz konusu pekmezlerden kullanmaya çalışacağım (Konuyla ilgili detaylı bilgi için bir gıda mühendisi ve Makarna Lütfen markasının sahibi Tuğba Hanım'ın bu yazısını inceleyebilirsiniz).
Ev keki denince akla masum bir şey geliyor. Ben de bu sebeple elimden geldiğince faydalı malzemeler kullanmaya çalıştım. Misal; keçiboynuzu tozu. Keçiboynuzu tozu, kakaoya alternatif olarak kullanılıyor. Kekin rengi aynı kakaolu kek gibi kahverengi oluyor. Miktar olarak da sadece 1 çay kaşığı kadar kullandım aslında. Tarif tamamen doğaçlama. Annemin yıllardır kullandığı, kendince icat ettiği bir kek tarifi vardır. O ölçüdeki unla kek yoğun olduğu için ben biraz unu azalttım, keçiboynuzu tozu ekledim, süt yerine yoğurt (evde süt olmadığı için:), kabartma tozu yerine de besin türü toz karbonat kullandım. Vanilya tozunu ise işlenmiş bir ürün olduğu için kullanmadım.
Malzemeler:
3 yumurta (oda sıcaklığında)
1 su bardağından biraz az pekmez (tatlı seviyorsanız 1 tam bardak daha iyi olacaktır)
1 çay bardağı (oda sıcaklığında) yoğurt (süt de olur pek tabi)
1 çay bardağı zeytinyağı (farklı bir sıvı yağ da olur)
7 yemek kaşığı un
1 çay kaşığı keçiboynuzu tozu
1 çay kaşığı içilebilir besin türü toz karbonat
Ceviz taneleri (üzüm de güzel yakışıyor ama bu sefer kullanmamıştım)
Yapılışı:
Yumurtaları ve pekmezi derin bir kapta güzelce çırptım.
Yoğurt ve zeytinyağını ekleyerek tekrar çırptım.
Unu ve diğer toz malzemeleri eleyerek karışıma ekledim, şöyle bir karıştırdım.
Cevizleri de ekledikten sonra tekrar güzelce çırptım.
Önceden 180 derecede ısıttığım fırında, dibini zeytinyağı ile yağladığım tepsiye kek karışımını dökerek 30 dakika pişirdim. Bu süre zarfında fırını hiç açmadım ki kekim kabarık olsun.
Uydurmasyondan kaydırmasyon, ama tadı güzel kekimin tarifi böyle a dostlar. Yoğurdumuz da ev yoğurdu olduğu için bebekiyo da daha bir gönül rahatlığıyla yedirdim. Ama pekmez farklı türde olaymış iyiymiş:) Bi' dahaki sefere kısmet...
5 yorum:
Ellerine sağlık. Ben abartmamak kaydıyla şekerin de belli ölçülerde tüketilebileceğini düşünüyorum.
heeey melabaaağ :)
Gamze Esra Ersöz; pek tabi... Ama işlenmiş şeker ve glikoz şurubu insanı düşündürüyor:(
deepcan; merhaba sana;)
Hersey çocuklar için. Bende kızım olduktan sonra tam bir gıda dedektifi oldum :) Anne olmak zor ama en güzel meslek :)
Ellerinize sağlık afiyetle yemiştir inşaallah bebiko :)
Kahve Tadında; aynen, insan eskiye nazaran çok daha dikkatli oluyor her konuda:) Bebiko da sevdi çok şükür:)
Yorum Gönder