(http://benkimesoyluyorum.blogcu.com adresinde ilk olarak 6 sene evvel yayınlanmıştır.)
Okumayı
ilk öğrendiğimde tutuşturdular elime “Cin Ali” leri
“al
canım,senin zekan şimdilik bunu anlamaya yeter diyorlardı“ sanki…
Küçüktüm,anlamıyordum
her şeyi…
Açtım
baktım kitapların hepsini,
Çöpten
bir çocuk-ki bu çocuk kitabın asıl kahramanı olan Ali-
Çöpten
çocuğun yine kendi gibi çöpten olan “kanki” leri…
Ayşe;
üçgen şeklinde eteği olan ve antene benzer birkaç kıvrımdan ibaret olan
saçların sahibi…
Hoşuma
gitti önce.
Okudum,hepsini
bitirdim.
“hayat ne kadar eğlenceli “ dedim…
Birazcık büyüdüm.
“artık yeni hayatlara yelken açmalıyım” diye düşündüm
Ayşegül tatilde, Ayşegül okulda, Ayşegül orada,Ayşegül
burada
Ara sıra aksilikler gelse de Ayşegül'ün başına
Dedim “bazen sorunlar çıkıyor demek hayatta,
Ama çözülüyor sorunlar eninde sonunda”…
Sonra
biraz daha büyüdüm…
“dünya
klasiğidir” dediler “bu kitap”.
Tabi bende de bir merak !
okumalı o zaman hemen kitabı alarak…
çok dokunaklı geldi ilk önce adı,
“Sefiller”e içim oldukça acıdı…
Düşündüm “demek hayat gerçekten savuruyor insanı”…
Sonunda aldım başımı iki elimin arasına
Başladım kendi kendime düşünüp durmaya...
Aslında insan kendi romanını kendi yazmalı
Romanın konusu da
“iyi yaşanmış bir hayat olmalı”…
2 yorum:
Evet okuduklarımız yaş geçtikçe değişti. Hep yeni şeyler kattık kendimize.. İhtiyaçlarımız değişti.. ama işte ne kadar büyüdüysek, okuduklarımız kadarduygusal hallerimiz ve sorumluluklarımız da arttı.. ya daha çok sevindik ya da daha fazla üzüldük hayat işte..
Öyle bir geçer zaman ki oluyor bir nevi... Haklısın Ümitciğim...
Yorum Gönder