31 Aralık 2013 Salı

PEK MEŞHUR ŞARK HAN (EMİNÖNÜ GEZİNTİLERİ 1)

Mahmutpaşa ve civarında yer alan hanların her biri kendi içinde ayrı bir dünyanın merkezi.
Bu çevrede en makbul alışverişi yapabilmek için neyin nerede satıldığını bilmek önemli.
Bu alanda keşif ve yapılacak alışveriş, bir kadın için asla bitmez, öyle düşünüyorum:)
Çok uygun fiyatlı ve cezbedici pek çok ürün mevcut.

Şark Han'dan görüntüler paylaşacağım sizlerle.
Vaktim kısıtlı ve eklenecek fotoğraf çok olduğu için düzenleme yapamadım.
Zaten o kalabalıkta muhteşem görüntüler yakalayarak fotoğraf çekmek de pek olası değil;)

Haydi başlayalım...


Rengarenk, sevimli çöp kovaları...


Metalik ve üstü çiçekli böcekli saksılar...


Miniklerin (ve hatta yetişkinlerin de) seveceği kumbaralar...



Yine kumbaralar...


Ahşap dekorasyon ürünleri...
İlginç objeler vardı arasında.
İmalat hangi ülkeye aitti hatırlayamıyorum fakat adamlar ağaç köklerini bile değerlendirmişler.
Fotoğrafta en sağda görünen su kamışına benzer bitkilerden yapılmış küçük koltuk.
 Meraklısı çok olacak ki "lütfen oturmayınız" diye uyarı koymuşlar üstüne:)


Ahşap oyma baykuşlar...


Denizcilikle ilgili çeşitli objeler.
Çerçeve, kandil, mumluk, vs...


Ve kayık şeklinde bir dolap.
Görüntüsü çok güzel ama pek sağlammış izlenimi uyandırmadı bende.


Rengarenk ferforje kandiler...
Meraklısı çok ferforjenin, biliyorum;)


 Yine bir kaç ferforje...


Sıklıkla vintage olarak duyduğumuz, ama dilimizdeki karşılığı aşağı yukarı "nenem zamanından kalma" olan beyaz çerçeveler...


Ve denizsel mevzular...
Deniz yıldızı (hatta renklileri bile var), istiridye kabukları...


İstiridye kabuğunun görüntüsünü siz hesaplayınız yukarıdaki fotoğrafa bakarak;)

Fiyatlar piyasaya göre daha uygun tabi.
Dışarıdan tane ile alacağınız herhangi bir şeyi, ona yakın bir fiyatla poşet halinde almak mümkün.
Ürünler Han'ın adını tasdikler şekilde Doğu kökenli.
Kalite de üründen ürüne değişiyor elbet...

Eminönü civarındaki alışveriş mekanlarını seviyoruz.
Gezip durmaktan ve dahi alışveriş yapmaktan kendimizi alamıyoruz:))

27 Aralık 2013 Cuma

SCRABBLE'LAR BİM İNDİRİMİNDE!

BİM'in meşhur indirimli ürünlerini duymayan kalmamıştır sanırım...
Bu haftaki ürünler arasında en sevilen kelime oyunlarından olan Scrabbale da var.
Fiyatı piyasaya göre oldukça uygun (yarı yarıya diyebilirim) ve orjinal ürün.


Düşünerek eğlenmeyi seviyorsanız, değerlendirmeye değer...

* Fotoğraf internetten alıntıdır.

23 Aralık 2013 Pazartesi

İŞTAH AÇICI ÇAY KAŞIKLARI (EVMAMBO.COM'DAN KANCAEV ALIŞVERİŞİ)

Kancaev markasının ürünlerini gören, duyan, bilenleriniz vardır muhakkak.
Çok sevimli mutfak eşyaları satıyorlar.
Görünce çok hoşuma giden ve hemen alma isteği duyduğum çay kaşıklarına bir bakalım:


Farklı figürlerde ve sayılarda olanlarına rastlamak mümkün.
Ben 6'lı seti aldım.
4'lü setler de mevcut ama almışken 6 tane olması bence daha mantıklı.
Aynı figüre sahip tatlı kaşıkları ve tatlı çatalları da var.
Şu an onlardan da alsam mı kararsızlığındayım;)
Bilhassa tatlı kaşıklarını...
Çünkü günlük çatal-kaşık-bıçak takımı almayı düşünüyorum.
Ve bu takımların içeriğinde çay ve tatlı kaşıkları yer almıyor.
Bu yüzden boşa alınmış ürünler olmayacaklar.

Alışverişi Kanceev'in kendi sitesinden yapabileceğiniz gibi Kancaev ürünlerini satan yada indirim sitelerinden yapmanız mümkün.
Her sitede fiyatlar ve kargo ücretleri bakımından fark oluyor.
Almadan önce tüm siteleri incelemenizi öneririm.
Ben evmambo.com'dan aldım.
Kargonun ulaşma süresi ya da ürün içeriğinde hiç problem yaşamadım.
Memnunun yani özetle.

Kargom iki gün içerisinde elime ulaştı.


Çay kaşığı olmalarına rağmen, ebatları biraz büyük geldi bana.
Alışkan olduğumuz çay kaşığı boyu ile tatlı kaşığı boyu arasında olduklarını söyleyebilirim.
Ortalama bir çay bardağında biraz büyük dursalar da fena görünmüyorlar.
Kupa yada fincanda daha hoş durabilirler.


Metal kısmının kalitesi hakkında biraz kuşkuluydum.
Ama kaşıkların üzerinde, bu tarz ürünlerde görmeye alışkın olduğumuz "stainless steel" (paslanmaz çelik) yazıyor.
Problem çıkarmazlar diye umuyorum.


* İlk fotoğraf internetten alıntıdır.

17 Aralık 2013 Salı

KEÇEDEN BALERİN

Blogu açmamdaki temel unsur, keçeden yaptığım şeyleri paylaşmaktı.
Fakat çalıştığım için her zaman geniş bir vakit bulup odaya yayılmaya, bir şeyler üretmeye ve (en sevmediğim kısım olan) ortalığa serdiğim tüm malzemeleri toplayıp kaldırmaya fırsatım olmuyor.
Bu biraz da işin bahanesi belki, her zaman incik cincik uğraşmaya hevesim ve sabrım da olmayabiliyor;) (itiraf ettim ve rahatladım! :)

Kar yağıp ben huzura kavuşunca rengarenk keçelerimi alayım en iyisi elime dedim ve bir gece bu tatlı balerini yaptım:


Blogda ilerleme kaydettikçe, insan çektiği fotoğrafların kalitesini beğenmekte zorlanıyor sanki;)
Parlak oda ışığı altında cep telefonu ile çektiğim fotoğraf da bu kadar oldu maalesef...

Sabrımın pek olmadığını söylemiştim değil mi? :)
Eteği tül ile yapmak da çok güzel olabilirdi ama arka odaya gidip parça tülü alıp getirecek enerjiyi kendimde bulamadım pek:)



Çok tatlı figürler yapan ve paylaşan bir bloggerdan kaydetmiştim balerinin kalıbını.
Kalıbı buradan bulabilirsiniz...

Bu tatlı arkadaşı nereden değerlendireceğime karar veremedim.
Belki düz bir tişörtü renklendirmek için belki de çekmece yada dolap kulbunda süs olması için...
Bakalım...

11 Aralık 2013 Çarşamba

BU SABAAAH... DOLU GİBİ BİR KAR VAR İSTANBUL'DAAA...

Mazhar Alanson'un sevdiğim bir şarkısıdır bu sabah yağmur var İstanbul'da...
Öyle zannediyorum ki haber bültenlerinde günlerdir yapılan haber ve uyarılar ile İstanbul'da kar yağışı olacağını duymayan kalmadı memlekette.
Ve beklenen kar nihayet geldi.
Bu akşam haberlerde yolda kalan/kayan/sağa sola çarpan araçları, trafikte rezil rüsva olmak durumunda kalan vatandaşları, hiçbir şeye aldırmadan kar üstünde yokuş aşağı poşetle kayan çocukları, kış turizminin gelişmiş olduğu merkezlerde kayak yapanları, doğal bitki örtüsü ile karın birleşiminden oluşan muhteşem manzaraları izleme olasılığımız çok yüksek.
Klasik kar haberleri bunlar.
Fakat bu sene yağan kar çok ilginç geldi bana.
Gök gürültüsü ve şimşekle birlikte kar yağar mı?
Bu sefer öyle yağıyor...
Ve kar lapa lapa, nazik nazik değil, minik çakıl taşları gibi, dolu gibi...


İş yerinde penceremize düşen kar tanelerinden biri...
Boyut olarak çok büyük geldi bana.
Üstelik de sert...

Kış, kar olmadan olmaz.
Üşüsem de, zorluk çeksem de seviyorum ben bu serin beyazlığı.
Tadını çıkaralım...

9 Aralık 2013 Pazartesi

BEŞ GERÇEĞİM

Blogunu severek takip ettiğim kahve tadında güzel bir konu başlığına sahip olan mim sorularını benim de yanıtlamamı istemiş.
Teşekkür ederim kendisine...

1. Kulaklıklarım nerede?


Ses olsun diye değil, sevdiğim tınıları duyabilmek için müzik dinlerim.
Müzik ruh halimi etkileyen bir olgu benim için.
Bulgur bulgur gözyaşları süzülürken gözümden, biraz hareketli bir müzik dinlersem gaz yaşlarım durur.
Ya da neşeliyken ve beni üzecek hiçbir sebep yokken, sakin ve beni etkileyen bir melodi dinlesem gözlerimden yaş gelebilir.
Müzik benim terapi zamanım diyebilirim.
Müziği bilhassa kulaklıkla dinlemeyi seviyorum.
Alttan gelen kesikli bir ritmi, her bir enstrümanın vuruşunu duymak bana zevk verir.
En büyük keşkelerimden biridir vakti zamanıyla bir enstrümanı güzelce çalabilmeyi öğrenmemek (Helvacıoğlu marka flüt hariç:) 
Ama hala isteğim ve niyetim var.
Ve itiraf ediyorum, darbuka sesini çok seviyorum;)

2. Bir kaç kelime ve noktalama işaretleri...



Yazmak benim her şeyim diyebilirim.
Blog açma sebebim de budur aslında.
Takipçi sayısı o kadar önemli değil.
Yazdıklarıma ve yaptıklarıma değer veren arkadaşlarımın olması önemli.
Bana katılıp katılmamaları değildir esas olan, saygı duymalarıdır.
İş yerinde yanına uğradığımda yerinde bulamadığım bir arkadaşıma küçük bir not bırakırken bile özenirim yazdıklarıma. Anlaşılır ve onun ihtiyaçlarını giderebilir nitelikte olmasına...
Yazdıklarım zaman zaman dergilerde yayınlanıyor.
Bu benim için büyük bir mutluluk...
Öğrenciyken daha çok mizaha yönelik yazıyordum, şu an biraz daha olgun takılıyorum:)
"Yazdıklarım" bölümünde de 4-5 sene öncesine ait yazdıklarım bulunuyor.
İlginizi çekerse... :)

3. Bir adım ilerisinde ne olabilir?


Carpediem (anı yaşa) fikrini yüzde yüz desteklediğimi söyleyemem.
Hep bir adım ilerisinde ne olabileceği vardır aklımda.
Pimpirikli bir yapıda değilim, sadece tedbirliyim.
Şu ana kadar bir zararını gördüm mü bu huyumun?
Kesinlikle hayır, aksine hep faydası oldu bana...
Kervan yolda düzülür mantığı hakimdir Türkler arasında.
"Yolda düzülen kervanla ancak bu kadar oluyor" diye düşünüyorum;)

4. Bir adamsendecilik, bir bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık...


Tatlı Hayat dizisinde Haluk Bilginer ne güzel derdi bu cümleleri...
Hiç sevmediğim insan tipidir bu.
Eksiklik, yanlışlık, hak yeme, adaletsizlik gördüm mü dayanamam. Söylerim, sorarım.
Üslup önemli ama tabi, kırıp dökmemek, kaş yaparken göz çıkarmamak lazım.
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır sözünü pek bir severim bu sebeple;)
Gündelik hayatımda bir olumsuzlukla mı karşılaştım?
Hemen ilgili yere mail atarım, BİMER'e başvuruda bulunurum, blogumda yazarım.
Çözüm oluyor mu problemine derseniz, bazen diyebilirim.
Zaman zaman yıpratıcı olduğunu da düşünmüyor değilim.
Ama huy işte...:)

5. Yoo, ben öyle bir şey demedim!


4. ve 5. madde benzerlik gösteriyor, haklısınız.
Yazınca şunu fark ettim, her insan türüyle ahbaplık kurabilme özelliğim yok benim;)
Ve bu benim bir gerçeğim...
Her türlü ilişkimde sözünün arkasında duran insanı severim.
Durmadığını fark ettiğimde, bir yere kadar idare ederim.
Tolere seviyem çok yüksek değildir bu konuda...

Benim de bir kaç bloger arkadaşımdan bu soruları yanıtlamasını istemem gerekiyor sanırım (işin raconu bu! :)

resimdefterimm
mucizelerduqqanı

Yanıtlamak isterlerse;)

* Fotoğraf ve resimler internetten alıntıdır.


4 Aralık 2013 Çarşamba

ZET.COM ALIŞVERİŞİ... BİRAZ SIKINTILI...

Pek çok internet sitesinde zet.com'un reklamı yer alıyor.
Ne var ne yok diye siteye tıkladım, beğendiğim bir kaç ürünü almaya karar verdim.
Sitenin sistemi şu; farklı kişiler zet.com'da kendilerine dükkan açıyorlar ve ürünlerini satışa sunuyorlar.
Zet.com aracı bir nevi...

Peçete transferinde kullanmak için işime yarayacağını düşündüğüm ithal peçetelerden 4 tane aldım.
Zet.com'da kargo bedeli 0 görünüyordu.
Gel zaman git zaman kargom elime ulaştı, lakin kargo için gelen görevli alıcı ödemeli bir kargom olduğunu belirterek 5.80 tl ödemem gerektiğini söyledi.
Kargoyla çözebileceğim bir mesele değildi, ödedim.
Zet.com'a durumu anlatan bir mail gönderdim.
Kargo ücreti olmadığı belirtilen bir ürüne niçin kargo ücreti ödediğimi sordum.
Verdikleri cevap, alışverişi yapmış olduğum Kutu kutu parti dükkanından yaşanan aksaklıktan dolayı kargonun ücretli olarak gönderildiği ve sipariş bedelinin tarafıma iade edileceği yönünde oldu.
Benim için önemli olan sipariş bedelimin iadesi değildi elbet, ücretsiz kargo şeklinde yayınlanan siparişim için kargo ücreti ödemiş olmamdı sıkıntı. Üstelik sipariş bedelinde daha fazla bir kargo ücreti...

Hevesi kursağımda kalan, geldiklerine bile sevinemediğim peçetelerim

Bu cevap üzerine Kutu kutu parti'ye problemimi aynen ilettim.
Aldığım yanıt,  Kutu kutu parti'nin sitesinde kargo ücreti alıcıya aittir ifadesinin yer aldığı, ancak zet.com'da bu ifadeye yer verilmediği ve bu sebeple alıcının da ücretsiz kargo algısına kapıldığı yönünde oldu.
Konu ile ilgili zet.com'la detaylı görüşülmüş ve gerekli uyarının yapılması kararlaştırılmış...
İsabet olmuş...
Ben problem yaşadım, en azından başkaları sıkıntı yaşamasın.

Zet.com'un sipariş bedelini iade etme talebi bir erdem, kendilerine teşekkür ederim.
Fakat hem zet.com hem de Kutu kutu parti kargo ücreti konusunda problemime bir çare bulmadı.
Çareyi kendim bulabilirdim aslında, ilçe kaymakamlığına giderek Tüketici Hakları Heyeti'ne konuyu iletmem yeterli...
Fakat git gel yaparken basacağım akbilin ücreti, bana iade edilecek kargo ücretiyle eşdeğer olacağı için böyle bir yola başvurmadım.

Diyeceğim o ki aracılık mantığı ile satış yapan sitelerden ürün alacağınız zaman, ürünün tedarik edildiği firma/kişinin sitesine de göz atın.
Belki oralarda görmediğiniz ve sorduğunuz zaman açıklama olarak size söylenecek bazı hususlar vardır (muhattap olduğunuz ilk sitede yazılı olan neyse, yasal olarak kayda alınacak olan da budur aslında... Sadece benim gibi maduriyet yaşamamanız için küçük bir hatırlatma benimki...)

Her iki sitenin de maillere dönüşü hızlı, bir gün içinde yanıt aldım.
Ve yaşanan sıkıntıdan ötürü üzgün olduklarını belirttiler.
Ayrıca bir dükkanla sıkıntı yaşadım diye diğerlerini de töhmet altında bırakmak istemem.
Aynı anda satın aldığım başka bir üründe böyle bir problem yaşamadım çünkü.
Ama internetten alışverişi oldukça yaygın hale geldi.
Olumlu ve olumsuz tecrübelerimizi paylaşalım ki duyarlılık artsın ve problemler giderilsin.

* Hem zet.com'un hem de Kutu kutu partinin cevap hakkı bakidir.
Yazımın linkini kendilerine de ilettim zira.